Değerli Basın Mensupları
Son zamanlarda Türkmeneli’nin pek çok bölgesinde Türkmenlerin canına kıyım olayları ve özel mülklerini işgal etme hareketi yeniden hız kazanmıştır. Kerkük’te, Dakuk’ta, Tisin’de, Telafer’de üst üste huzursuzluklar yaratılmış, Türkmenlerin canına kıyılmış, arazilerine el konulmuş ve evleri Kerkük Valiliği tarafından yıktırılmıştır.
10 Nisan 2003 tarihinden sonra Kerküklü olmayan ve Kerkük’le hiçbir bağı bulunmayan yüzlerce kişi sahte belgelerle ve silah zoruyla Türkmenlere ait arazileri işgal ettiler. Ahtapot misali kuzeyden Altunköprü’yü, Kerkük’ü ve güneyden Dakuk’un sınırları aşılarak Tuzhurmatu çepeçevre Kürt işgali altına alındı. Kürt nüfusu iskân ettirildi.
Kerkük ile Altunköprü arasında, Altunköprü ile Erbil arasında, Kerkük ile Dakuk arasında ve Dakuk ile Tuzhurmatu arasında yüzlerce Türkmenin arazileri gasp edilip sistematik şekilde Kürtlere dağıtıldı. Bu arazilerin üzerine binalar inşa edildi, binalara Kürt aileler yerleştirildi. Amaç; Türkmen yerleşim bölgeleri arasındaki bağlantıyı koparmak ve zengin tarım arazilerine el koymaktır. Bu da yetmemiş gibi Kerkük şehrinin içi semt semt Kürt işgalcilerin baskısı altına alındı. Ardından Türkmenlerin mezarları yıktırıldı. Türkmen mezarlıklarının içinde bile evler yapılmaya başlandı! Bütün bunlar gece karanlığında yapılmadı. ABD’nin yeşil ışık yakmasıyla, KDP ve KYB’nin maddi, manevi ve silahlı desteğinin yanı sıra peşmergelerin korumasıyla gündüz saatlerinde gerçekleşiyor.
Türkmen iş adamları, Türkmen bürokratlar, önemli devlet ve siyaset adamları sürekli tehdit edilmekte, evlerine roketli ve bombalı saldırılar yapılmaktadır. Bunlar yetmezmiş gibi Kerkük’ün ABD konsolosu Thomas Yezgarden taraf tutarak “Kürt peşmergelerin Kerkük’ten çıkması hata olur,” diyebiliyor.
Kaos ve kargaşa ortamı yaratıp Türkmenleri ezdirmeye çalışan ABD yetkililerine de bir çift sözümüz olacak: Dünya büyük devletlerin adaletiyle ölçülür. Deve kuşu da kuş cinsindendir. Ama uçamaz! Hep yerlerde alçaklarda kalır.
Değerli arkadaşlar, Telafer’de, Dakuk’ta ve son olarak Kerkük’te Türkmenlerin yoğun olduğu semt ve bölgelerde patlama haberleri üst üste gelmeye başladı. Hepsinde şehit olanlar Türkmen kardeşlerimizdir. Türkmenlere karşı bütün bu saldırılar gerçekleşirken ne Irak yetkilileri ve ne de bölgede cirit atan NGO kuruluşları tarafından durduruldu ve ne de dünyaya aktarıldı! Ne yazık ki bu kadar haksızlık yetmezmiş gibi bir de Kerkük’ün Tisin ve Hamzeli bölgelerinde Türkmenlerin içinde oturdukları ve yaşamlarını sürdürdükleri evlerin Kerkük Valiliğin talimatı ve iş makineleriyle yıkımı bardağı taşıran son damla oldu.
Değerli arkadaşlar, Türkmenleri ezdirmenin yolları bitmiyor. Irak’ın kuzeyini ekonomik yönden en hızlı şekilde kalkındıran ve güçlendiren Türkiye, öz soyunu ne türlü tehlikelere attığının farkında olmadığını da ayrıca dikkatinize sunarım! Barzani, aba altından sopa gösterip zaman zaman haddini aşarak Kürt bölgesinin bağımsızlığını ilan edeceğini ima etmeye çalışıyor. Barzani’den Erbil’de, Altunköprü’de, Kerkük’te, Tuzhurmatu’da, Telafer’de yaptığı mezalimler, soykırımların hesabı sorulma zamanı geldi. Bütün insan hakları örgütlerini Türkmeneli bölgesinde Türkmenlere karşı insanlık dışı işlenen dramı görmelerine davet ediyorum.
Değerli basın mensupları ve değerli dostlar bu basın toplantımıza teşrif edip bize destek vermenizden dolayı sizlere teşekkür ederiz.
Kemal BEYATLI
Türkmeneli Dernekler Federasyonu
Yönetim Kurulu Başkanı