24 Kasım 2016
Orta Doğu’da bölgesel dengelerin hızlı bir şekilde değişmesinden kaynaklanan ve ciddi krizlere yol açan bir düzen mevcuttur. Nitekim bu sistem Orta Doğu’da istikrarlı ikili ilişkilerin kurulmasına da engel olmaktadır. Özellikle 2003’te Irak’ın Amerika Birleşik Devletleri ve uluslararası koalisyon güçleri tarafından işgal edilmesi ve 2010 yılının Aralık ayında Arap dünyasında dikte rejimlere karşı başlayan halk isyanları bölgesel dengelerin değişmesine neden olmuştur. Orta Doğu’daki siyasal sistemin ideolojik, etnik ve mezhepsel yapı üzerinde kurulmasından ötürü diplomatik ilişkiler işbirliğinden ziyade güç rekabetine doğru evirilmektedir. Bu nedenle Orta Doğu ülkeleri arasındaki ikili ilişkiler işbirliğinin aksine krizlere dönüşmektedir. Aslında Irak işgali ve Arap isyanları, bunun yanı sıra IŞİD/DAEŞ terör örgütünün Irak ve Suriye topraklarındaki belli bölgeleri kontrol etmesinin Orta Doğu’da bölgesel ve küresel güçlerin nüfuz mücadelesine dönüştüğü söylenebilir. Bu bağlamda Türkiye’nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu ile birlikte başlattığı Fırat Kalkanı operasyonunun hem uluslararası terörle mücadelede hem de Suriye iç savaşındaki dengelere yeni bir boyut kazandırdığını ifade etmek mümkündür.
Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonu neticesinde Suriye ile olan sınır hattını terör örgütlerinden temizlemesi, IŞİD’e karşı iki yılı aşkındır hava operasyonu düzenleyen uluslararası koalisyon güçlerine önemli bir örnek teşkil etmektedir. Öte yandan Fırat Kalkanı operasyonu devam ederken ABD’nin girişimiyle 17 Ekim 2016 tarihinde Musul operasyonu başlamıştır. Aslında Musul operasyonu ülkedeki güç dengelerini ve IŞİD’in Irak’taki etkin gücünü belirleyecek konumdadır. Böylece Irak’taki gelişmelerin yerel, bölgesel ve küresel aktörler arasında güç mücadelesine dönüşmesinin ülkenin geleceğine muhakkak ki etkisi olacaktır. Bu analizde Irak’taki hadiseler ışığında Musul operasyonu ayrıntılı bir şekilde değerlendirilecek ve kentin geleceğine ilişkin öngörülerde bulunulacaktır. Ayrıca Musul operasyonu kapsamında iç dengelerin, bölgesel ve küresel dış aktörlerin Irak’taki stratejilerinin nasıl olacağı; Bağdat, Ankara, Tahran ve Washington hattındaki gelişmelerle irdelenecektir. Analizde özellikle “Türkiye’nin Irak’ta aktif rol almasına Bağdat Hükümeti neden tepki vermektedir?” sorusuna yanıt aranacaktır.
Kaynak: bilgesam.org