Erbil Hakkında Değerli Bir Kitap

Türkmeneli bölgesinin incisi sayılan Erbil üzerine çıkan yayınları sürekli takip eder ve bu kadim kentin tarihi, edebiyatı, kültürü ve folkloru hakkında basılan kitapları gördükçe dikkatle okurum. Aralık 2013’te Irak’a yaptığım seyahat sırasında bir kez daha Erbil’i ziyaret etme fırsatım oldu. Bu sırada İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde yüksek lisans öğrenimini sürdüren Erbilli kardeşimiz Nazım Terzi de memleketini görmek için Erbil’deydi. Onunla buluşup Erbil’i dolaştık. Erbil’de çıkan yayınları ciddiyetle takip eden Nazım, elinde tuttuğu kitapla bana güzel bir de sürpriz yaptı. Ayaküstü kitaba göz gezdirirken, Erbil hakkında özet de olsa ansiklopedik bilgiler veren derli toplu ciddî bir kaynakla karşı karşıya olduğumu anlamakta gecikmedim. Böylece bu kaynağı değerli okuyucularla paylaşmak istedim.   Sözünü ettiğim Arapça olan kitabın adı “Lemehat İctima‘iyye ‘an Tarih Erbil” dir. Kitabın başlığı Türkçeye “Erbil Tarihinden Sosyal Kesitler” olarak çevrilebilir. Kitap hem tasarım, hem de baskı yönünden güzel hazırlanmıştır. Cildinin temiz ve işçiliğinin de kaliteli olduğunu bu arada ekleyelim. 200 sayfalık kitap Erbil’de Mektebetü’l-Tefsir tarafından 1000 adet olarak basılmıştır (2012).   Eser, Erbil hakkında kısa ve özlü bilgiler verilmektedir. Bu bilgilerin çoğu yazarın kendi gözlemlerine ve topladığı bilgilere dayanmaktadır. 1950’li ve 1960’lı yıllara ait olan bu gözlemlerin üzerine yazarın kızı Zahide Hanım, 1990’lı yıllardan itibaren topladığı bilgileri eklemiştir.   Kitapta yer alan bazı başlıkları şöyle sıralayabilirim: Erbil adının kökeni ve coğrafi konumu,  Erbil kalesi, kentin tarihi, Erbil’in kehrizleri su kaynakları, Erbil’de yetişen şahsiyetler, valiler, belediye başkanları, Birinci Dünya Savaşı ve Erbil, hastaneler ve Erbil’in eski doktorları, sünnet, eğitim, Erbil’in mahalleleri, yatırlar, camiler, tekkeler, divanhaneler, hamamlar, değirmenler, kalede yaşayan nüfus, aile adları, muhtarlar, posta, hanlar, kalenin eski evleri, Erbil yemekleri, esnaf ve sanatkârlar, Erbil’de günlük hayat, Erbil’de dört mevsim, mübarek aylar, Hac töreni, giyim-kuşam, gelenek ve görenekler, doğum ve ölüm törenleri, halk tababeti, inançlar, Erbil masalları ve Erbil kadınları Kitapta motorlu araçlar, sigara, çay ve semaver, elektrik ve domates gibi Erbil’e giren bazı yeniliklere dair bilgiler de verilmiştir. Bu arada eserin sonuna doğru Erbil hırsızları ve akıl hastaları başlıklı iki bölüm var ki, bunların kitaba eklenmesi bana kalırsa hiç de doğru olmamıştır. Böyle şeyler her toplumda görülen, ancak yazılması uygun olmayan ve ayrıca toplumu da rencide eden konulardır. Onun için kitabın bir sonraki baskılarında bu bölümlerin çıkarılması uygun olur kanaatindeyim.   Eserin yazarı 1931 doğumlu ve ailesi de kentin en eski merkezi kalenin Tophane mahallesinde 1971 yılına kadar oturduğu için, özellikle kraliyet döneminden itibaren Erbil’in, asıl yerli halkının kültürel dokusunu çok güzel yansıtmıştır. Anlattığı konularla ilgili yerel deyimler, anonim dörtlükler, gelenek ve göreneklerle ilgili şifahî halk edebiyatı ürünlerini de her vesileyle dile getirmiştir. Bu bakımdan Erbil’in o tarihlerdeki kimlik fotoğrafını doğru çekmiştir. Bana kalırsa eseri ilgi çekici kılan da, halk ağzında canlı olarak yaşayan deyimler, terimler ve gelenekler içinde dile gelen anonim dörtlüklerin verilmesidir.   Öteden beri hep kafamı kurcalayan, Erbil’de ağıt, ninni, atasözleri, yağmur duaları, gelin-kaynana muhaveresi, bilmece, hoyrat ve mani dörtlükleri gibi Türkmen halk edebiyatı örneklerinin bugüne kadar neden toplanmadığıdır?   Üstelik hoyratları, türküleri, yerel ağzı, evleri, çarşısı, Erbilli hanımların doğum, sünnet, nişan, düğün ve ölüm gibi ritüellerin, halk inançlarının varlığı, bu kentin esas etnik kimliğini vurgulayan güzelliklerdir. Erbil’in etnik yapısını ve kısacası Türkmenliğini yansıtan esas kültür verileri bunlardır. Erbil’de yetişen bunca genç şair ve yazar Allah’ın günü hoyrat ve şiir yazmak yerine, bu malzemeleri yaşlılardan, eski mahallelerde oturan hanımlardan halk masalları, tapmaca (bilmece), leyle (ninni), sazlama (ağıt) ve benzeri anonim halk edebiyatı ürünlerini derleseler, daha kalıcı eserler ortaya koymuş olurlar.   Bu kitabı çekici ve güzel kılan husus da Erbil’in kokusunu, rengini, kimliğini ve özünü vermiş olmasıdır. Onun için bu eser insanın içini ısıtıyor. Kıymetli şair ve yazarlara sahip olan, Şahaba, Hacı Cemil Kapkapçı, Haydar Abdurrahman ve Muşko (Şevket Sait) gibi pek çok usta hoyratçı yetiştiren bu aziz Türkmen kentinin arka planının büyük zenginlikler sakladığı muhakkaktır. İşte bu eserle bir kez daha bu gerçek ortaya çıkmıştır.   Eseri yazan Assaflı, daha çok gözlemleri ile tanıdığı yaşlı ve halk içinde bizzat olayları yaşamış kişilerden canlı olarak aldığı bilgilerden yararlanmıştır. Başka bir deyişle bilimsel kaynaklardan yararlanmamış, daha çok görüşmeler yaparak bilgi toplamıştır.   Kuraklık olduğu zaman Çömçele ritüelinin Erbil sokaklarında gerçekleştirildiğini dile getiren yazar, yüzlerini ve ellerini karartarak birkaç kişinin Köse Mama kılığına girdiklerini, yağmur yağdırılması için evleri aşağıdaki tekerleme eşliğinde dolaştıklarını kaydediyor:   Çömçele celdi éşice Oğlanı qoydı béşice Tarı bir rahmet vérsin Qoyunlara süt vérsin Géçilere ot vérsin   He dura dura yorundum Tütünüvüzden boğuldum Açın ‘ambar ağzını Vérin Allah borcını Qızıvız varıysa gelin édesiz Oğluvuz varıysa küreken édesiz   Gelin kaynana çekişmesi ile ilgili tekerlemeler:   Kaynana Gét bazara incir al Qere qazançın zincir al Babav évinde yorunduv Er évinde dinciv al   Gelin anası Bizim gelin xas gelin ‘Abası libas gelin Qeyinnenev dinende Bas altıva ez gelin   Gelin Qeyin babam babat babat Özüv şirin oğluv nobat İnim inek yoğurdı mi‘de açan Qeyin nene ilandı Happı sözü yalandı   Qeyin qızı çaqır tikân her dem batar Bir yannan qeyin qızı Yandırıb qoyıb bizi Qeyin nene olmasa Yayılır qoyın quzı   Erbil’de okşama dörtlüklerinden şu örnekler de ilgi çekicidir:   Menim qızım qız ağa Qızım vérmem uzağa Qızımçın dilekçi gelib Yüz atlıydan yüz ağa   Qurban olum bu qıza Etegi qanavıza (bir çeşit kumaş) Bu il gelin gétmiri Qaldı gelen payıza   Qurban olum bu qıza Erinnen gelir bize Étmişiğ yağ yımırta Qoymışığ ögüvüze He qıza qıza qızıydı Bin dinara azıydı Bin dinar da geleydi Annan babav razıydı   Bu hikmetli söz de Erbil’e özgü:   Gençliğ bir kuşıydı Uçtı tutabilmedim İhtiyarlığ bir kürkiydi Girdim (giydim) soyabilmedim   Bu kitap sayesinde Erbil’in zengin olan halk edebiyatı ve folklor ürünleri bir nebze de olsa ortaya çıkmıştır.   Kitabın yazarı Halil Süleyman al-‘Assafî, Erbil’in tanınmış Türkmen Assaflı tayfasına mensuptur. Yazar Assaflı, aslında Erbil hakkında hazırladığı notlarını henüz kitaplaştırmadan, ne yazık ki 6 Şubat 2010 tarihinde hakkın rahmetine kavuşmuştur. Kitabı toparlayan ve notları düzene koyduktan sonra bazı ilaveler de yapan yazarın kızı Zahide Hanım, gerçekten babasının da ruhunu şad edecek önemli bir hizmeti yerine getirmiştir. Bu bakımdan gayet şuurlu biçimde hazırladığı eseri gün yüzüne çıkaran Türkmen kızı Zahide Assaflı’yı can ü gönülden tebrik ederken, Halil Assaflı’yı rahmetle anıyoruz.   Kaynak:Kardaşlık Dergisi 57. Sayı