Irak meselesi, süregelen dikta rejimlerinin etkisiyle zor bir dönemden geçmiştir. Bütün Irak toplumu katmanlarının karşılaştığı bu dayatma ve zulüm, haliyle ciddi bir direnme gücünü pekiştirmiştir.
1948 yılının 10 Aralık tarihinde yayınlanan Uluslararası İnsan Hakları bildirgesi’nin her ferde özgür ve onurlu yaşama hakkını içermesine rağmen, bu prensipler ne yazık ki Irak’ta yaşayan müteakip nesillerin hayatına yansımamıştır. Bu bağlamda muasır tarihin tanıklık ettiği bir konu da, Irakta Türkmenlerin hep dikta rejimleri ve teslimiyetçi rejimlerin karşısında yer almasıdır.
Irak Türkmenleri, kraliyet zamanı hükümetlerinin dayatmacılığıyla karşılaşmışlar ve bu hükümetler taahhütlerini, kurulan ilk hükümetlerine Türkmenlerin alınması ve 30 Mayıs 1932 tarihinde yayınlanan ve Irak devletinin Cemiyet-i Akvam’a katılmasının bir ön şartı olan taahhüdünde yer alan Arap, Kürt ve Türkmenlerin tanınması prensibini yok saymışlar ve Türkmen haklarını hep asgariye indirmişlerdir.
Irak devleti kurulalı, Türkmenler baskı altına alınmışlar, şehir ve kasabalarına cumhuriyet döneminde de ve batı himayesindeki emniyetli bölgede de tecavüz edildiği gibi 2003 yılından sonra demokratik bir dönem başlaması ümidiyle beklenti içindeki Irak Türkmenleri daha şiddetli bir baskı ve dayatma sia karşılaştıkları gibi bir zamanlar aynı kaderi paylaşanlar tarafından ağır zulme mahkum edilmişlerdir..
Ancak bütün bu acı tecrübelere rağmen Türkmenler, Irak vatandaşlığı şuurunu kaybetmemiş, Arap, Kürt ve Kildani-Aşurilerle bağlarını devam ettirerek, hürriyet ve onurlu yaşama yolundaki bir toplumun yaratılması için verilen mücadeleye katkıda bulunmuşlar ve bu halklarla beraber yaşamanın zaruretine inanmışlardır.
1- Türkmen hareketinin ideolojik çizgisi:
Türkmen hareketi, uygar ve milli bir hareket olup İslam dini prensiplerine inanır ve her türlü dini inanca saygı duyar, Irakta Türkmen halkı ve öteki halkların ilerlemesi ve refahını hedef edinir. Beraberce yaşamaya inanan milli bir hareket olarak ırkçı yönelişleri ve herhangi bir millet veya ırkın üstünlüğü fikrini reddeder.
Türkmen hareketi toparlayıcı ve birleştirici milli bir hareket olup mezhep, bölge farklılıklarını ve yerel, feodal yönelişleri reddeder. Türkmen hareketi çeşitli şehir, kasaba ve köylerde yaşayan ve her dünya görüşüne inanan Türkmenlerin ortak camiasıdır, onları birlik, beraberlik ve kardeşliğe götürür.
Türkmen Deklarasyonu, Türkmenlerin bütün sosyal ve fikri kesitlerini kucaklayan bir şemsiye olup Türkmenleri selamet ve esenliğe götürecek fikir birliğinin temelini oluşturur.
2- Türkmen vatandaşların Irak vatandaşlığına bakışı:
Irak Türkmenleri, devlet kurulalı bu ülkeyi vatan olarak kabul etmiş ve türlü dayatma ve haksızlıklara karşın devletin bekası ve yüceliği için çalışmışlardır. Türkmenler haklarının gasp edilmesi, Türkmen aydın ve siyasetçilerinin devletin üst karar mekanizması aşamasına ulaşmalarına engel olunmasına rağmen bu yönelişi değiştirmemişlerdir.
Bütün Iraklılar, Türkmenlerin topraklarına bağlı olduklarını bilir ve ikrar eder. Türkmenler hiçbir zaman ayrılıkçı ve dayatmacı ırkçı hareketlere katılmamışlar, son dönemlerde karşılaştıkları korkunç asimilasyon ve zulüm uygulamaları karşısında toplu göçe yeltenmemişlerdir.
Türkmenler, Irak topraklarının birliği ve bölünmezliğini savunduklarını ve kuzeyden güneye bu toprakların kutsallığını koruduğu vatan toprakları olduğunu açıklarlar. Türkmenler bu hissiyatı duydukları gibi bütün Irak halklarını, dini ve mezhebi teşekkülleri ve siyasi hareketlere mensup vatandaşları bu anlayış etrafında toplanmaya ve Irak topraklarının bölünmez bütünlüğünü koruyacak esas unsurlar hakkında anlaşmaya çağırır.
3- Türkmenlerin Irak’taki etnik topluluklara bakışı:
Türkmenler, Irak’ta milliyetler meselesinin etnik sorununa en uygun çözümün bütün vatandaşlara ve kitlelere eşit bakacak entegre ve olgun bir projeyle gerçekleşebileceğine, bütün Iraklıların birinci sınıf vatandaş olarak eşit ve ortak olduklarını kabul eden bir sistemle oluşabileceğine inanır.
Özgür, demokratik ve üniter bir Irak için siyasi rejim, bütün Iraklıların fikrine müracaat edilerek belirlenmeli ve tespit edilmelidir. Bu tespitte hiçbir millet veya topluluğun önemi asgariye indirilmemeli ve hiçbir topluluğa da gereğinden fazla rol tanınmamalıdır. Türkmenler, Uluslararası İnsan Hakları Bildirgesi prensiplerine dayanmayan ve bu prensipleri benimsemeyen her hangi bir çözümün kalıcı olamayacağına ve Irak halkının vicdani beklentilerini yansıtamayacağına inanırlar.
Türkmen vatandaşlar, istisnasız olarak Irak’ın bütün milli topluluklarına ayni hak ve görevleri tanıyacak olan ve Iraklılarca alınacak olan genel karara saygılı olacaklarını açıklamakla, bu anlayışın Birleşmiş Milletler gözetiminde yapılacak dürüst, şaibesiz ve nezih bir nüfus sayımı akabinde pekiştirilmesi gerektiğine inanırlar.
Irak Türkmenleri, tek, üniter, demokratik, çoğulcu ve parlamenter bir Irak’tan yanadırlar. Bu devlette iktidarların barışçı yöntemlerle ve seçim yoluyla değişmesi gerektiğini ve seçimlerin uluslararası normlarda olup etnik esaslara göre olmaması gerektiğini savunurlar, hizmete esas teşkil edecek beklentilerin deneyim, yetenek ve birikim esasına göre olmasına davet ederler.
Ancak Türkmenler Irak’ın milli topluluklarına milli, kültürel ve idari haklarını kullanmalarını temin edecek, adem-i merkeziyet, otonomi veya her hangi bir çözümün benimsenmesine karşı koymazlar, bu hakların tanınmasında da eşit davranılmasını ve bu gibi hakların otomatik olarak Türkmen halkına da yansıtılması zaruretine dikkat çekerler.
Irak Türkmenleri bu prensipleri savunurken bir grubun çıkarlarını savunarak başkalarının ihmal edilmesinin tamamen hatalı olacağını ve kabul edilemeyeceğini açıklar ve hiçbir milli topluluğun ikinci sınıfa indirilmesini veya milli ihanetle suçlanmasını kabul etmezler, Kendilerinin bu hataya düşmeyeceklerini taahhüt ettikleri gibi öteki Irak topluluklarının da bu gibi hatalardan kaçınmaları gerektiğini düşünürler.
4- Türkmen hareketinin Arap dünyası meselelerine bakışı:
Türkmen hareketi Arap milletini, Türkmen kültürünü zenginleştiren ve ortak tarihi paylaşan bir kaynak olarak görmektedir. Türkmenlerle Arap milleti arasındaki fikir ve mücadele birliği bu toplulukları her zaman yakınlaştırmıştır. Irak Türkmenleri bunun sonucu olarak her zaman Arap milletinin emel ve acılarını paylaşmış ve başta Filistin meselesi olmak üzere Arap dünyasının yaşadığı sıkıntılar, Türkmen toplumunu derinden etkilemiştir. Filistin meselesi bir Arap, Müslüman ve bölge meselesi olarak her zaman Türkmen milletinin öncelikleri arasında yer almıştır.
Türkmen hareketi Filistin halkının tüm haklarına kavuşmasını, özgür ve birleşik devletini kurması hakkını desteklediği gibi Ortadoğu’da bütün bölge ülkelerinin barış içinde yaşamasını diler. Arap milletinin fikri ve bölgesel dayanışmasını destekleyen Türkmenler Arap ülkelerinin kendi seçtikleri rejimlerle demokratik olguları pekiştirmesinin ve özgür iradesiyle yaşamasının bölge barışı ve istikrarına katkıda bulunacağına inanır.
Türkmen hareketi Arap Ligi’nin Arap ülkelerinin emniyet ve güvenliğine katkıda bulunan uğraşlarının güçleştirilmesini destekler, bu arada Arap Ligi’ni bölge halklarıyla diyalog içinde olmaya ve Türkmen vatandaşlarla fikir ve kültür köprülerini pekiştirmeye davet eder. Bu hususta Arap Ligi prensipleri, Birleşmiş Milletler’in ırk ayrımcılığını yasaklayan bildirgesinin ve 2001 yılı ırk ayrımına karşı olan Kahire Bildirgesinin gereğini yerine getirecek şekilde harekete çağırır.
Türkmen hareketi, bütün Iraklı Arapları da Türkmen vatandaşlarla olan kültür alışverişinin güçlendirilmesine katkıda bulunmaya, Türkmen edebi ve fikri eserlerin Arapça’ya tercüme edilmesine, Arap ve Türkmen aydınlarının katılımıyla panel ve sempozyumların tanzimine, her iki milletin öteki milletin edebiyatı, folkloru ve fikir hayatına nüfuz etmesinin sağlanmasına davet eder.
5- Türkmen hareketinin Kürt halkının beklentilerine bakışı:
Türkmen hareketi, Irak’ta Kürt halkının beklentilerini meşru zeminde olup Irak’ın fikri ve ideolojik yapısına katkıda bulunarak olumsuz yansımayacağına inanır. Türkmen hareketi, Kürt vatandaşların Irak halkının kazanımlarını savunan ülkeyle entegre olmuş bir unsur olarak görür. Kürtler saygı duyulacak bir Irak halkıdır ve siyasi, kültürel ve milli isteklerine, üniter bir Irak içinde kendi idaresini üstlenmesi hakkına kavuşmalıdır.
Türkmen hareketi, Kürt hareketinin paralelinde olup ona düşmanlık beslemez ve aşağılanmasını kabul etmez. Ayni zamanda Kürt lider kadrosundan ayni medeni çizgiyi bekler ve Türkmenlerin siyasi, kültürel ve milli haklarını elde etmelerini desteklemelerini bekler.
Türkmen ve Kürtler Irak’ın kuzeyindeki Kildani ve Aşurilerle ve yurdun tümünde Arap vatandaşlarla işbirliği içinde olarak medeni bir işbirliği ve tesanüt gerçeğini ortaya koymalıdır.
6- Türkmen hareketinin Irak’ta rejim Meselesine Bakışı:
Türkmenler, Irak’taki rejimin Irak halkının kararıyla oluşmasını; ancak bu rejimin hiçbir zaman totaliter ve dikta rejimi olmaması gerektiğini savunur. Dikta rejimlerine karşı devamlı bir mücadele içinde olan Türkmen hareketi demokratik bir sistemin kabulünü ve iktidarların hür ve nezih seçimlerle el değiştirmesi gerektiğini benimser.
Türkmen hareketi, anayasal ve çoğulcu bir cumhuriyet rejimini benimser, Irak anayasasının halkın vicdanını yansıtmasını ve bütün Iraklıların özgür bir şekilde siyasi, sivil, sosyal ve kültürel haklarını kullanmalarının garantisi olmasını ister. Anayasanın yazma, konuşma ve yayın hürriyetini sağlayacağı gibi radyo ve televizyon yayınlarının özgürce kurulması ve fikir müesseseleriyle siyasi partilerin özgürce yapılanması ve buna genel ahlak kuralları ve kanunlara aykırı olmaması ve Irak’ın bölünmez bütünlüğüne zarar vermemesi kaydıyla engel olunmaması prensibini benimser. Ayrıca bireysel hak ve özgürlüklerin anayasal güvence altına alınmasını ister.
Türkmen hareketi Bağdat’ta güçlü bir merkezi hükümetin kurulmasını Irak’ın birlik ve istikrarını koruyacak bir güvence olarak görür. Ayrıca yerel idarelerin ve belediyelerin desteklenmesi ve güçlendirilmesini isteyen Türkmen hareketi Federal veya Üniter bir rejimi seçecek Irak halkının iradesine saygılı olacağını, ancak bunun tüm Iraklı milli gruplara uygulanmasını ve hiçbir istisnanın kabul edilemeyeceğini bildirir. Türkmen hareketi bu önemli ve hayati kararın Irak halkının tümü tarafından alınması gerektiğini ifade eder.
7- Türkmen Hareketinin Din ve mezhep ve Farklılıklarına bakışı:
Türkmen hareketi, Irak Türkmenleri arasındaki mezhep farklılıklarının her zaman Türkmen dini ve kültürel hareketini zenginleştirmiş olduğunun ve hiçbir zaman bir çatışma nedeni olmadığının bilinci içindedir. Türkmenler her zaman mezhep farklılıklarının ve değişik imamlara tabi olma olgusunun bir insani ve ruhi seçim olduğunu görmüşler ve bunun dini bağlılıkları zenginleştirdiğini anlamışlardır. Türkmenler bu konunun fert ve cemaatlerin vicdanına terk edilmesi fikrinde birleşmişlerdir. Türkmen hareketi bütün Müslüman kesimlerinin dini cami ve mabetlerinin desteklenmesi zaruretine inanmaktadır.
Türkmen hareketi gerçek islami hoşgörüyle Müslüman olmayan vatandaşların inanç ve kimliklerinin korunması gerektiğine de inanır.Gayri Müslim vatandaşlar her zaman Türkmen vatandaşlarla en kuvvetli bağlarla bir arada olmuşlar ve insani ilişkilerini en yüksek düzeyde devam ettirmişlerdir. Kerkük bölgesinde ve özel olarak Kerkük’ün tarihi kalesinde yaşayan önemli bir Türkmen topluluğunun Hıristiyan dinine mensup olduğunu bilir ve bunların her zaman Türkmen şuurunu en üst düzeyde koruduklarına dikkat çeker. Türkmen hareketi bu kesimin hususiyetinin korunması, eserlerinin ve fikir hayatlarının desteklenmesini savunur.
8- Türkmen Hareketinin Komşu Ülkelere ve Bölge Ülkelerine Bakışı:
Türkmen hareketi medeniyetin ilerlediği ve küreselleşme hareketlerinin ivme kazandığı bu dönemde dünyanın bütün ülkeleriyle ve özel olarak bölge ülkeleri ve komşu ülkelerle en güçlü ilişkilerin kurulması zaruretine dikkat çeker. Irak’ın dünya camiasından uzak kalmaması gerektiğini savunan Türkmen hareketi, bölgesel işbirliğinin pekiştirilmesi gereğini ve karşılıklı çıkarların korunması, ancak hiçbir ülkenin iç işlerine karışılmaması fikrine katılır.
Türkmen hareketi, komşu ülkeler ve bölge ülkeleriyle en kuvvetli ilişkilerin kurulması zaruretine inandığı gibi komşu ülkeler vatandaşlarının dini mabetler ve tarihi eserleri ziyaret etme isteklerinin saygıyla karşılanmasını ve Irak vatandaşlarının haç ve umre dahil dini, ticari ve kültürel gayelerle yurt dışına çıkışlarının kolaylaştırılması çizgisini savunur, bunun özel olarak komşu ülkeler, bölgedeki Arap ülkeleri ve iki büyük komşu olan Türkiye ve İran ile özel olarak uygulanması zaruretine dikkati çeker.
Türkmen hareketi, Türkmenlerle kültürel açıdan benzer dokuda olan Türkiye ve Orta Asya’daki Türk cumhuriyetlere bakışı bu ülkelerin kültürel zenginliklerinden faydalanmakta odaklanır. Türkmen halkının edebiyatı ve basınında Türkçe’yi kullandığı göz önünde tutularak bu kültür alışverişinin Irak’ın kültür hazinesini zenginleştireceği bir gerçektir.
Türkmen hareketi bu istikamette olan yanlış ve yanıltıcı göndermeleri reddettiğini açıklar ve bu ilişkinin bir fikir ve kültür teatisi olduğunu, politik kulvarda Türkmenlerin bu hususta ancak Irak’ta ve bölgede yaşayan öteki halklar kadar etkileneceğini bildirir. Bu kültür alışverişinin engellenmesinin Irak’taki Arap halkının öteki Arap ülkeleriyle kültür alışverişine engel olunması misaline benzeyeceğini bildirir. Türkmen hareketi ayrıca Kafkaslarda ve Orta Asya’da bulunan Türk devletleri ve Türkçe konuşan topluluklarla da en geniş ilişkilere girilmesini ve bu ülkelerin kültür ve sanat hayatından faydalanılmasını ister. Türkmen hareketi bu bağlamda Irak Türkmenlerinin siyasi kararının Irak topraklarında filizleneceğini ve Irak’ta yaşayan kardeş halkların çıkarlarının göz önünde tutulacağını ifade eder.
9- Türkmen Hareketinin Kadın ve Aile’ye Bakışı:
Türkmen hareketi, ailenin toplumunun temeli olduğuna inanır; devleti ailenin medeni haklarına kavuşturmaya ve çözülmesini önlemeye davet eder. Türkmen hareketi aynı zamanda kadını ailenin birleştirici harcı olarak görür ve temiz ve yeni nesillerin oluşmasında en önemli etken olduğunu kabul eder, Türkmen kadını ve genel olarak Iraklı kadının tüm haklarının saygı görmesini ve dayatma ve ayrımcılıktan korunmasını talep eder. Türkmen hareketi, başta 18 Aralık 1979 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca alınan Kadına karşı tüm ayrımcılığa son verilmesi kararı olmak üzere Kadının özgürlüğü ve insani onurunun korunmasını ön gören bütün kanunların titizlikle uygulanmasının zaruretini bir kez daha ifade eder.
Türkmen hareketi devlet kurumlarını bu medeni çizgiden ayrılmamaya, aile ve kadına karşı bu hassasiyetleri göz önünde tutmaya, kadının sosyal konumunu korumaya, kültürel,sosyal, kültürel ve siyasal hayatının bütün uygulamalarını serbestçe kullanmalarını temin etmeye çağırır.
10: Türkmen Hareketinin Eğitime Bakışı
Türkmen hareketi eğitime azami önemin verilmesini, bütün Irak halkı katmanları için orta okul sonuna kadar zorunlu eğitimin getirilmesi, eğitimin devlet güvencesinde bir hak olması ve her şeyden önce kültürel özelliklerin dikkate alınması, Irak’ın tümü için merkez tarafından kabul edilen eğitim prensipleri çerçevesi içinde özel okulların açılmasının serbest bırakılmasını savunur.
Türkmen hareketi bütün Irak’ta yerel eğitimin ana lisanla yapılmasını, yerel okulların devamlı ve güçlü bir şekilde desteklenmesini ve bu hakkın devlet güvencesine alınmasını talep eder.
Türkmen hareketi ayrıca meslek okullarının genişletilmesi ve desteklenmesini, Irak toplumunun ilerlemesine katkıda bulunacak teknisyen kadroların yetiştirilmesini, üniversite tahsili ve yüksek ihtisas çalışmalarının genişletilmesini, fen ve edebiyat bölümlerinin medeni ve bilimsel istatistik verilere göre belirlenmesi ve tespitini bir zaruret olarak görür.
Türkmen hareketi, Türkmen bölgelerinde bütün eğitim süreçlerinde Türkmence tedrisatın uygulanmasını, bu tedrisatın başlangıçta temel eğitimde okutulması ve sonraki dönemlerde Türkmen edebiyatının ve Türkmence’nin belirli saatlerde devam ettirilerek Arapça dilinin bütün Türkmen bölgelerinde ve bütün eğitim dönemlerinde uygulanmasını talep eder.
Türkmen hareketi tedrisatın, Türkçe tedrisat eğitimcilerinin verdikleri tavsiyeler doğrultusunda ve Türkmence’nin ses uyumuna uygun olduğu yeni (Latin) harfleriyle yapılmasının zaruretine inanır. Eski harflerle yapılan yayınlardan ve bu büyük kültür hazinesinden yararlanması için Arap harfleriyle yapılan yayınlara da önem verilmesi ve eski yayınların tekrar basılması zaruretine dikkat çeker.
11-Türkmen Hareketinin Ekonomik meseleye bakışı:
Türkmen hareketi, serbest piyasa ve pazar ekonomisine ve bunların kurallarına inandığı için, ister devlet tekeli, ister bireysel tekel olsun, her türlü tekelleşmeye ve rekabeti önleyen ekonomik göstergelere karşıdır. Türkmen hareketi, sermayenin serbestçe dolaşımını ve bütün ekonomik alanlarda, Devletin milli hassasiyetleri ve güvenliği etkilenmediği sürece serbest piyasa kurallarına göre yapılanan yatırımları destekler.
Bu bağlamda Türkmen hareketi, Devletin ekonomik alanlardan elini çekmesini, para politikasının serbestliğe kavuşturulmasını, bankacılık, sigortacılık, hava ulaşımı ve telekomünikasyon gibi eskiden devlet tarafından idare edilmekte olan sektörlerin özelleştirilmesini, devlete bu alanlarda ancak denetim ve teşvik görevinin bırakılmasını savunur.
Türkmen hareketi, milli sanayinin teşvik edilmesi ve ihracata dönük yapılandırılmasını, bu açıdan da dış ticaretin serbestliğe kavuşması, ithalatı engelleyecek kayıtların kaldırılması ve yabancı ürünlerle rekabet edebilecek düzeylere ulaştırılması zaruretine inanır.
Türkmen hareketi, yerli sanayi hamlesini geliştirecek, yabancı yatırımların ülkeye akmasını sağlayacak, serbest piyasa ekonomisini pekiştirecek, döviz hareketinin piyasa kurallarına göre dalgalanması ve Irak parasının konvertibiliteye ulaşmasını sağlayacak bir yüksek planlama kurulunun kurulması zaruretine dikkat çeker.
Aynı zamanda Türkmen hareketi, ulusal endüstri projelerinin yurt sathına yayılmasını temin etmek üzere,yerel ham maddelerden yararlanılacak şekilde ciddi fizibilitelerin yapılması, şu ana kadar ihmal edilen ve yoksulluktan zarar gören bölgelere özel bir teşvik uygulanmasını destekler. Bu bağlamda Türkmen bölgelerinin de başta petro- kimya sanayi olarak ekonomik ve endüstriyel faaliyetlerden nasibini almasını talep eder.
SONUÇ:
Toparlayıcı Türkmen hareketi bütün Irak Türkmenlerini Türkmen Deklarasyonu prensipleri çerçevesinde toplanma ve toparlanmaya davet eder. Irak Türkmenleri bu esaslar etrafında siyasi ve fikri oluşumlarını tanzim etmelilerdirler.
Türkmen hareketi, Türkmenlerin siyasi hareketlerinin Irak topraklarından kaynaklanması gerektiğine ve hangi kaynaktan olursa olsun dış etkenlerden etkilenmemesi zaruretine inandığı gibi, Irak Türkmenlerinin kendi konuları ve problemlerini daha iyi bildiklerine dikkat çeker ve bu sebeple kendi kararlarını oluşturacaklarının altını çizer.
Türkmen hareketi ayrıca bütün Irak halkı unsurlarını bu deklarasyonu benimsemekte olan Türkmen siyasi ve fikri hareketleriyle diyalog içinde olmaya çağırır, bu metnin özgür, demokratik ve birleşik bir Irak uğrunda bütün Iraklılarla işbirliği içinde olma taahhüdünü içerdiğini açıklar.